Skip to main content
Return

Şennur Demir: “Afetlerden neden kadınlar ve kız çocuklarının daha fazla etkilendiğine dair toplumsal farkındalığa ihtiyacımız var”

Şennur Demir ve sporcu arkadaşları zorlu kış şartları ve kısıtlı imkanlara karşı depremzedelere destek oldu.  Fotoğraf: Fenerbahçe

Fenerbahçeli Olimpik Boksör ve Antrenör Şennur Demir 6 Şubat deprem felaketinin ardından soluğu depremin merkez bölgesi Kahramanmaraş’ta aldı. Demir, bölgede geçirdiği 11 gün boyunca hem arama kurtarma ekiplerinin çalışmalarını kolaylaştırdı hem de kadınların ve kız çocuklarının ihtiyaç duyabileceği malzemeleri ulaştırdı. Deprem bölgesine gelen yardımların kadınların ve kız çocuklarının ihtiyaçlarını yeterince karşılamadığını gözlemleyen Şennur Demir, kadın erkek fark etmeksizin toplumun tüm bireylerini cinsiyete duyarlı insani yardım konusunda bilinçli olmaya çağırıyor.

“Bartın’ın bir köyünde büyüdüm. Çevremde örnek alabileceğimiz kişiler azdı ve imkanlarımız kısıtlıydı. Tek hayalimiz okul biter bitmez köyde birçok kişinin yaptığı gibi İstanbul’a gitmek ve orada çalışmaktı. O yıllarda profesyonel bir sporcu olmayı hayal etmeyi bir kenara bırakın, köyde kız çocuklarının sporla ilgilenmesi bile pek akla gelen bir şey değildi. Benim hayatım İstanbul’dan memleketim Bartın’a tekrar döndüğümde değişti. 2007 yılında profesyonel olarak boks sporuna başladığımda hayatımın dönüm noktasında olduğumu biliyordum.

İlk başlarda boks gibi erkek egemen bir sporu profesyonel olarak yapmak pek kolay değildi çünkü kendim de dahil herkesin önyargıları vardı. Bu spor önce beni, sonra çevremi ardından da tüm dünyamı değiştirdi. Çabam ve gösterdiğim kararlılık 34 yaşımda dünya üçüncüsü, 36 yaşımda dünya ikincisi ve 40 yaşımda dünya şampiyonu olmamı sağladı. “Kadınsın yapamazsın” dediler, “Yaşın 40 çok geç kalmışsın, alt yapın yetmez” dediler…Fakat bunların hiçbiri beni yıldırmadı. Bu noktada kulübüme, Fenerbahçe’ye çok teşekkür ediyorum. Hayallerimin peşinden gitmemde bana en büyük desteği veren yer kulübümüz oldu. İyi ki Fenerbahçeliyim. Fenerbahçe ile yollarım kesiştiği için kendimi çok şanslı hissediyorum. Ayrıca kulübümüz her zaman kadınlar ve kız çocuklarına verdiği destekle ve kadınların güçlenmesi konusundaki hassasiyetiyle ön planda olmuştur.

Deprem haberini aldığımda felaketin büyüklüğü karşısında afalladığımı hatırlıyorum. Kendimi biraz toparladığımda önce kan bağışında bulundum ve özellikle çocuklar için kışlık ihtiyaçlardan oluşan bir yardım paketi gönderdim. Fakat yerimde durabilmem imkansızdı. Hepimiz bu hayatta yaşadığımız kadar canlıyız ama üzülebildiğimiz, acıyı ve kederi paylaşabildiğimiz kadar da insanız. Depremin 2. gününde kendisi de Trabzonspor’da milli boksör olan meslektaşım Busenaz Sürmeneli ile birlikte Kahramanmaraş’a yola çıktık. Hava şartlarının kötülüğü ve yolların kalabalıklığı umurumuzda bile değildi. Tek amacımız yol iki gün de sürse oraya gidip “Biz buradayız, yanınızdayız, sizler yalnız değilsiniz” demekti.

Saatler sonra şehre vardığımızda şehir bir enkaz yığınıydı. Erkekler çöken binaların tepelerinde, kadın ve çocuklar ise dondurucu soğuktan biraz olsun korunmak için yakılan ateşlerin etrafındaydılar. Bir yandan zamana karşı yarış halinde arama kurtarma çalışmaları devam ederken diğer yandan hayatta kalabilen insanlar başlarının çaresine bakmaya çalışıyorlardı. Kadınlar, çocuklar ve yaşlılar özellikle zor durumdalardı. Deprem bölgesinde kaldığım süre boyunca küçük büyük demeden yapabileceğim her işe koştum. Getirdiğimiz yardımları dağıttım, dondurucu soğuktan biraz olsun korunmak için odun topladım, ateş yaktım, arama kurtarma da çalışanlara çay verdim, köylere gittim, orada kalanlara erzak götürdüm. Ben sahada insanlara destek olurken kulübüm Fenerbahçe de gece gündüz demeden çalıştı ve bugüne kadar deprem bölgesi için 46 tır yardım gönderdi.  

Tüm süreç boyunca kadınların ve çocukların felaketten ne derecede etkilendiklerini gördüm. Kadınlar çocuklarına hem ebeveynlik hem arkadaşlık yapmaya çalışıyorlardı. Çocuklarını doyurma, sıcak tutma görevi tamamen onlardaydı. Fakat kendi ihtiyaçlarını görecek durumda değillerdi. En büyük sıkıntılardan birisi tuvaletti. Erkekler için çok büyük bir sorun değildi tuvalet ama kadınlar için güvenli bir ortam olmadığı gibi hijyenik ortam da yoktu. Çok büyük bir hijyenik ped ihtiyacı vardı. Maalesef insanların büyük bir çoğunluğu yardım gönderirken kadınların ihtiyaç duyabileceği hijyenik ped, temizlik ve iç çamaşırı gibi malzemeleri eklemeyi düşünememişlerdi. Üstelik çok sayıda kadın depremin verdiği şoktan ötürü zamanı gelmediği halde aniden regl olmuştu ve hijyenik pede her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardı. İhtiyaç sahiplerine yardım götürürken, ihtiyaçlar listesine birçok şey eklendi ama kadınların ihtiyaçları çok geç hatırlandı. Bu nedenle afetlerden kadınların ve kız çocuklarının daha farklı etkilendiğini herkese anlatmamız lazım. Daha yapacak çok işimiz var. İyileşme sürecinde kadınların ve kız çocuklarının geride kalmadığından, eğitime devam edebildiklerinden, üreme sağlığı hizmetlerine kesintisiz erişebildiklerinden, kayıtlı ekonominin dışında kalmadıklarından, istismar ve hak ihlallerine uğramadıklarından emin olmamız gerekiyor çünkü sayıları yüz binler olan bir sürü kadın bu depremle birlikte belki de çok zor elde ettiği pek çok hak ve olanakları kaybetti.

Beni umutlandıran ve biraz olsun gülümseten şey ise birbirini hiç tanımayan binlerce depremzede kadının birbirlerinin dertlerine ortak olmaya ve yardım etmeye çalışmasıydı. Bu sene 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için vermek istediğim mesaj “Dayanışma”. Çünkü bizim ihtiyacımız olan şey bu. Bunu kaybetmediğimiz sürece her türlü zorluğun üstesinden birlikte geleceğiz ve bu dayanışma bizi güzel günlere taşıyacak. Sadece durumun farkında olmamız ve pes etmememiz gerekiyor.”

Şennur Demir, Fenerbahçe Spor Kulübü ve HeForShe Hareketi iş birliğinde yürütülen proje kapsamında gerçekleştirilen “Sporda kadınlara ve kız çocuklarına yönelik ayrımcılık ve şiddetle mücadele” atölyelerine katılmıştır. Fenerbahçe Spor Kulübü, Tüpraş'ın desteğiyle UN Women’ın HeForShe Hareketi ile güçlerini birleştirerek, 2018 yılından bu yana sporda ve spor yoluyla toplumsal cinsiyet eşitliğinin gerçekleştirilmesi için çalışmalar yapmaktadır.

Related Articles